24 Ekim 2018

Oidipus Hikayesi

Öncelikle Yunan tragedyasının en kuvvetli örneği sayılan Kral Oidipus adlı tragedyanın genel konusudur. Yazılalı 25 asırı geçmiştir. Oidipus aslında kaderle savaşan insanların başına gelecek olanları anlatmak için yazılmıştır. Eseri Sophokles yazmıştır.
Hikaye şu şekildedir...




Labdakos’un oğlu Laios, Thebai’de kraldır. Karısı İokaste bir çocuk doğurur. Tanrı Apollon çocuğun babasını öldüreceğini haber verir. Laios ile karısı böyle korkunç bir felaketten kurtulmak için ayaklarını bağlatıp çocuğu Kithairon dağına attırırlar. Böylelikle ondan kurtulduklarını sanırlar. Dağda sürülerini otlatmakta olan bir çoban çocuğu kurtarır, Korinthos kralı Polybos ile karısı Merope’ye verir; çocukları olmadığı için onu evlat edinirler. Bağlarının etkisiyle ayakları şiştiğinden çocuğa Oidipus adını verirler. Çocuk Korinthos’da Polybos’un sarayında büyür. Günün birinde bir tartışma sırasında kendisine “uydurma evlat” diye hakaret edildiğinden içine şüpheler düşer, kalkıp Delphoi’ye, Apollon’un kâhinine başvurur. Kâhin ona kimin oğlu olduğunu söylemez ama babasını öldüreceğini, annesiyle evleneceğini haber verir. O da Polybos ile Merope’nin sarayından kaçar. Asıl felaketleri bundan sonra başlar. Çünkü Oidipus annesi ve babası bildiği insanlardan kaçarak tehlikeden uzaklaştığını sanmaktadır. Kithairon bölgesinde bir üç yol ağzında bir arabaya rastlar. Arabada Thebai kralı, Oidipus’un öz babası Laios vardır. Kral da yanındaki adamlarda yoldan çekilmesi için Oidipus’a bağırırlar. Öfkelenen Oidipus arabaya saldırır, kendisini de yanındakileri de öldürür. Yoluna devam eder be Thebai kapılarına yaklaşır. Sphinks adlı canavar yol üzerinde oturmuş, gelip geçenlere bilmece sormakta, çözemeyeni parçalamaktadır. Laios’un ölümünden sonra Thebai’yi idare eden ve kraliçe İokaste’nin kardeşi Kreon, kenti canavardan kurtaracak olana Thebai tahtını vaat etmiştir. Oidipus talihini denemek ister. Canavar ona bilmeceyi sorar: “ Sabahleyin dört, öğleyin iki, akşam üç ayakla yürüyen yaratık hangisidir?” Oidipus şöyle cevap verir: “ İnsandır; çocukluğunda iki eli iki ayağıyla yürümeye çalışır, büyüdüğü zaman üç ayağıyla yürür; ihtiyarlığında da bir değneğe dayanır.” Yenilen canavar hırsından kendini öldürür. Oidipus böylece Thebai tahtına geçer, bilmeden annesi kraliçenin kocası olur. Ondan iki erkek (Eteokles, Polyneikes) iki de kız(Antigone, İsmene) çocuğu dünyaya gelir. Hiç farkına varmadan Apollon’un belirlediği felaketler birbir gerçekleşmiş olur. Thebai’de çok sevilen, sayılan bir kral hayatı yaşadığını sanar. Çok geçmez, kentte veba ve kıtlık baş gösterir. Delphoi’deki kâhine danışırlar; Laios’u öldürenin Thebai’de yaşadığını, felaketin asıl sebebinin bu olduğunu, onu bulup kentten atmadıkça beladan kurtulamayacaklarını bildirir. Oidipus bu işi kendi üzerine alır ve öldüreni araştırmaya başlar. Ne yazık ki sonunda bütün şüpheler kendi üzerine toplanır ve gerçeği anlar.
Oidipus:”Her şey aydınlandı artık... Ey gün ışığı, bu seni son görüşüm olsun! Doğurmamalıydı beni doğuran, birleşmemeliydim birleştiğimle, öldürmemeliydim öldürdüğümü.”
Gerçeği öğrenen Oidipus doğruca saraya koşar. Bir yandan da gerçekleri öğrenen ikinci kişi Kraliçe İokaste de kendini öldürmüştür. Kraliçenin yanına girdiğinde kendini astığını görmüştür. Duyduğu acı ve utancın öfkesiyle gözlerini kör eder ve yanından hiç ayrılmayan kızı Antigone’nin kılavızluğunda kenti terk eder. Atina yakınındaki Kolonos kasabasına sığınır. Orada, işlediği korkunç günahların kefaretini ödedikten sonra esrarlı bir şekilde dünya üzerinden yok olur.






Kaynak
Sophokles, Kral Oidipus, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, VII. Basım Mart 2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder