Felsefe de yer alan disiplinlerin ne almana geldiğini özet olarak burada bulabilirsiniz.
BİLİMSEL
ÖNDEYİ(ÖNGÖRÜ): Henüz gerçekleşmemiş bir olayı bilimsel araştırmalara
dayanarak önceden haber verme, kestirme, tahmin etmedir. Örneğin: Hava
tahminleri, ay ve güneş tutulmalarının önceden bilinmesi gibi.
BİLİMDE
GENELLENEBİRLİK: Tek tek olgulardan hareketle, o olgu sınıfının tümü
hakkındaki özelliklerin açıklanmasıdır. Örneğin; Demirin, bakırın, alüminyumun
ve gümüşün ısı karşısında genleşmesi araştırılarak, tüm metallerin genleştiği
konusunda bir genellemeye ulaşır.
BİLİMDE
EVRENSELLİK: Bilimsel bilgiler hiçbir devletin ,ırkın, ulusun malı
değildir. Tüm insanlığın ortak ürünüdür.
EPİSTEMOLOJİ: Bilgi felsefesini
ele alan disiplinin adıdır.
GERÇEKLİK: Düşünülen
ya da zihinde tasarlanan değil, somut ve bilinçten bağımsız olarak var olandır.
Örneğin:
Deniz atı gerçektir.(somut, algılanabilir) Deniz kızı ise gerçek değildir. (Sadece
düşünce ürünüdür)
DOĞRULUK: Bir
düşüncenin gerçekle uyuşmasıdır. Doğruluk düşünceye ait bir kavramdır. Doğruluk
düşüncedeki bir şey üzerine söylenmiş bir yargıya veya önermeye aittir.
Örnek:
Su soğuktur diye bir düşünce ortaya atalım. Musluğu açıp baktığımızda gerçekten
su soğuksa o düşüncemiz gerçeğe uygun olduğundan doğrudur.
PRAGMATİZM(FAYDACILIK): Bu
görüşe göre bir bilgi bize fayda, yarar sağlıyorsa doğru, sağlamıyorsa
yanlıştır. Bilgide önemli olan yaşamımızı kolaylaştırması, sorunlarımızı
çözmesidir.
RASYONALİZM(AKILCILIK): Bilginin
kaynağının akıl olduğunu savunan akımdır. Bazı rasyonalistler(Sokrates, Platon)
bilgilerin doğuştan akılda yer aldığını savunurlar.
EMPİRİZM(DENEYCİLİK):
Bütün
bilgilerin yaşantı sonucu deneyim, tecrübe yoluyla kazanıldığını savunan
görüştür. İnsan zihnini doğuştan boş bir levhaya benzeterek doğuştan bilgiye
dolayısıyla rasyonalizme karşı çıkarlar.
KRİSTİSİZM(ELEŞTİRİCİLİK): Bilginin
deney ile aklın ortak ürünü olduğunu savunan görüştür. Bu görüşe göre, bilgi
deneyle başlar, fakat deney tek başına yeterli değildir. Deneyim yoluyla alınan
bilgileri düzene koyan, işleyen, bilgi haline getiren akıldır. Temsilcisi Kant'tır.
Kant bu durumu, 'algısız kavramlar boş, kavramsız algılar kördür' sözüyle özetler.
MANTIKÇI
EMPİRİZM(ANALİTİK FELSEFE): Gerçeğin bilgisine mantıksal dil
çözümlemeleriyle ulaşılabileceğini savunan görüştür. Bu görüşe göre felsefenin
konusu bilimsel önerme ve kavramlardır. Felsefenin asıl görevi ise, bilimlerin
dilini çözümlemek kavram ve yapısını kurarak yöntemini mantısal bir temele
oturtmaktır. Bu nedenle mantıkçı empirizmin çalışmalarında sembolik mantığın
büyük önemi vardır.
SENSUALİZM(DUYUMCULUK): Doğru
bilgiye ancak duyu organları ile ulaşılabileceğini savunan görüştür.
ENTÜİSYONİZM(SEZGİCİLİK): Doğru
bilgiye doğrudan ve aracısız bir şekilde sezgi yoluyla ulaşılabileceğini
savunan görüştür. İslam dünyasındaki en önemli temsilcisi Gazali'dir.
Gazali'ye
göre, mutlak gerçekliğe ancak gönül(kalp) gözüyle, yani insanın gönlüne inen
bir nurla ulaşılabilir.
POZİTİVİZM(OLGUCULUK): Deney
ve gözleme dayanan bilgiler doğrudur. Sadece somut olanı, bilimsel olanı
incelemek gerektiğini savunarak metafizik düşünceyi reddederler.
SOFİSTLER: Genel
geçer(herkes için ortak) doğru bilgi yoktur. Bilgi kişilere göre değişir. Rüzgar
üşüyen için soğuktur, üşümeyen için soğuk değildir. (Protagaras)
Doğru
bilginin kişiden kişiye değiştiğini savunan bu görüşe relativizm(göreceli) adı
verilir.
SEPTİSİZM(ŞÜPHECİLİK): Kesin
bilgilere ulaşılmayacağı için her tür bilgiden şüphe edilmesi gerektiğini
savunan görüştür. Septikler doğru bilinemeyeceğinden yargıdan kaçınmak
gerektiğini savunurlar.
DESCARTES'IN
METODİK ŞÜPHESİ: Descartes, şüpheden hareketle yani şüpheyi araç olarak
kullanarak evrende kesin bilgilere(açık-seçik) ulaşır. Septiklerde ise şüphe
amaçtır, yani evrende kesin bilgilere ulaşılmayacağından her şeyden şüphe
ederler. Hatta şüphe ettiklerinden bile şüphe ederler.
DOGMATİZM: Felsefe
tarihinde iki farklı anlamda kullanılmıştır. Genel olarak herhangi bir
düşünceye koru körüne inanma anlamına gelir. Bu anlamda Ortaçağ Felsefesi dine
dayalı, yani skolastik bir özelliğe sahip olduğundan dogmatik bir özelliği de
sahiptir.
Dogmatizm,
bilgi felsefesindeki asıl anlamıyla evrende kesin bilgilere ulaşabileceğini
savunan görüştür. Bu anlamda dogmatizm ve septisizm birbirine zıttır.
FENOMENOLOJİ(ÖZ
FELSEFESI): Olayları değil, olayların içindeki özü bilmeyi
amaçlayan felsefi sistemdir. Temsilcisi Husserl'dir. Husserl'e göre, öz deney
ve gözlem yoluyla değil, ancak sezgisel bir yolla bilinebilir.
ONTOLOJİ: Varlığın
var olup olmadığını ve varsa nerden meydana geldiğini ele alıp sorgulayan
felsefi disiplindir.
REALİZİM(GERÇEKÇİLİK): İnsan
zihninden bağımsız, somut bir gerçekliğin olduğunu savunan görüştür. Realizme
göre nesneler biz düşünmesek de vardırlar. Bu yönüyle idealizmin zıttıdır.
İDEALİZM(FİKİRCİLİK):
Nesnelerin
varlığını insan düşüncesine, bilincine bağlayan görüştür. Diğer bir ifadeyle
idealizm, varlığı madde üstü metafiziksel güçlerle (Tanrı, yaratma, ruh)
açıklamaya çalışıan felsefi sistemdir.
NİHİLİZM(HİÇÇİLİK): Varlık
yoktur diyen görüştür. Daha geniş anlamda hiçbir değer, kural ve ahlaki öğreti
kabul etmeyen görüşün adıdır.
ETİK: Ahlak
felsefesini inceleyen disiplindir.
SORUMLULUK: Bir
insanın bilerek ve isteyerek yaptığı bir eylemin sonucunu kabul etmesi, üstlenmesidir.
KANT'IN ÖDEV
AHLAKI:
İnsanların gerçekleştirmekten sorumlu oldukları ve hissetmeleri gereken
davranıştır.
Kanta
göre ödev iyi niyettir, iyiyi istemektir. Gerçekleşmesi ya da gerçekleşmemesi
önemli değildir. Dolayısıyla davranışın sonucu değil, amacı önemlidir.
BENCİLLİK(EGOİZM): Bireyin
yalnız kendi çıkarını düşünmesi, başkalarının hakkını gözardı etmesidir.
HEDONİZİM(HAZCILIK): Yaşamın
amacının en yüksek hazza erişmek olduğunu savunan görüştür. Hazzı sağlayan her
şey iyi, acı veren her şey ise kötüdür.
EGZİSTANSİYALİZM(VAROLUŞÇULUK): Bu
anlayışa göre, insanın varoluşu özünden önce gelir. Yani insan önce vardır, kendi
özünü ve değerini ise kendi üzerindeki varlık değil, yine kendisi yaratır. Dolayısıyla
insan doğuştan iyi, kötü ve suçlu değildir. Özgürce yaptığı eylemler sonucu
iyi, kötü ve ahlaki değerlerini oluşturur.
ESTETİK: Güzeli
ele alıp sorgulayan felsefe alt dalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder