Hani dedik ya aslında aşk gibidir felsefe diye. Gerçekten de işin biraz içine girmeden anlaşılamayacak bir kavramdır kendisi. Tarih boyunca nasıl ki her edebiyatçı her şair aşkı kendine göre tanımladıysa filozoflar da felsefeyi sürekli kendilerine göre tanımlarlar. Çünkü hepsinin felsefeden aldığı o lezzet yine kendilerine özgüdür. Bunlardan birkaçını örnek verecek olursak:
Karl Jaspers : Felsefe yapmak ölmeyi öğrenmektir.
Platon : Doğruyu bulma yolunda düşünsel bir çalışmadır.
Sokrates : Felsefe neleri bilmediğini bilmektir.
Görüldüğü gibi her filozof felsefeyi kendince yorumlamıştır. Tarihte felsefe kavramını ise ilk kullanan kişi Phythagoras (Pisagor) dır. Onu bilgelik, hakikat sevgisi gibi anlamlarda kullanmıştır ve günümüze gelene kadar da birçok filozof farklı şekilde tanımlamıştır.
Felsefenin Tanımını Yapmak Neden Zor?
Her kavramın herkesçe kabul gören bir tanımı vardır. Bir insana masa dediğinizde veya kalem dediğinizde ne demek istediğinizi anlarlar veya siz birine fizik matematik derseniz kitabi tanımını yapamasa da ne demek istediğinizi kafasında şekillendirmiştir. Çünkü bahsi geçenler somut birer nesne veya alanlardır. Felsefe tamamen soyut bir alan olduğu için, insanların zihinsel faaliyet ve sorgulamalarını içerdiği için tanımını yapmak güçtür. Felsefenin tanımı konusunda gizlidir. Felsefenin tanımını veya ne olduğunu tam olarak kavrayabilmek için öncelikle ilgilendiği alanlara, doğuşuna, sorularına bakmak gerekir. Zaten daha sonra kendi takımınızı kendiniz çok kolay oluşturursunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder