12 Mayıs 2015

MANTIĞIN TARİHÇESİ

Mantık kelime anlamı olarak Yunanca logike yani logos(söz, bilgi) kelimesinden türemiştir. Arapça olarak da nutk (söylev)  kelimesinden dilimize girmiştir. Bir bilim olarak mantık ile günlük dilde kullandığımız mantık aynı anlamlara gelmemektedir. Mantık bir bilim olarak doğru düşünmenin ilke ve yöntemlerini ortaya koyar. Şüphesiz ki mantık bilim olarak ortaya çıkmadan önce de insanlar doğru düşünüyordu. Fakat mantık bu düşüncelerin ilkelerini ve yolunu ortaya koydu. Böylece mantık da felsefeden ayrılarak apayrı bir bilim olarak ortaya çıktı.
Mantığın kurucusu Aristoteles 'dir. Aristo' dan önce de mantık ile ilgili söylemler olsa da bunlar dağınık birer bilgi halindeydi. Aristoteles bu bilgileri sistemli, düzenli bir şekle getirdiği için mantığın kurucusu olarak tarihteki yerini aldı.

Aristoteles mantık üzerine toplam altı kitap yazmıştır. Daha sonra bütün bu eserleri organon(alet, araç,)  adlı bir eserde toplanmıştır. Aristo mantığı düşünmenin aracı olarak tanımladığı için bu isim verilmiştir. Organonda şu kitaplar yer alır:

KATEGORİLER : Bu eseri mantıktan çok metafizik kavramlar içerir. Bu yüzden Aristoteles 'in mantığı aynı zamanda metafizik alanla da sıkı sıkıya bağlıdır. Çünkü yine Aristoteles'e göre zihnin kanunları varlığın da kanunlarıdır. Aristoteles' in bu eserinde bahsettiği kategoriler öz, aidiyet, nitelik, nicelik, mekân, zaman, durum, eylem, infial ve izafettir.

 ÖNERMELER : Aristoteles bu eserde önermelerin tanımı yapar. Ona göre önerme doğru veya yanlış bir sonuç içermelidir. Yine Aristoteles burada nelerin önerme olup olmayacağını da ortaya koyar. Karşıt önermeler üzerinde durup, genel-özel, olumlu-olumsuz önermeler arasındaki ilişkiyi ortaya koyar. Dil felsefesine katkı açısından Aristoteles 'in bu eseri büyük önem taşır.

BİRİNCİ ANALİTİKLER: Aristoteles mantığının bel kemiği olan kıyas(tasım) bu eserde açıklanır. Bu metinde Aristoteles geçerli kıyasın nasıl olacağını değinmiştir.

İKİNCİ ANALİTİKLER : Birinci analitiklerde Aristoteles temelendirmenin sadece formel yanına değinmişken önermelerin gerçeklik konusundaki bilgi değerlerine değinmemiştir. Önermelerin bilgi değeri bu eserinde incelenir.

TOPİKLER : Bu eserde Aristoteles diyalektik akıl yürütme üzerinde durur. Amaç kıyaslar ve diyalektik kıyaslar arasındaki farklılıkları ortaya koymaktır. Aristoteles topiklerde 5 kavram üzerinde durur. Bunlar : Genos(Cins), Diaphora (Fark), İdion (özellik),  Sumbebekos (ilinti) dir.

SOFİSTİK KANITLAR /DELİLLER: Aristoteles burada mantıksal safsatalar üzerinde durur. Ayrıca bu eseri retorik adlı eserine de bir geçiş niteliğindedir.

Ortaçağ boyunca gerek Avrupa gerekse de İslam dünyasında Aristoteles mantığı büyük önem kazandı. Çünkü Aristoteles'in ortaya attığı kıyası ortaçağ boyunca teoloji Tanrı kanıtlamaları için kullandı. İslam dünyasında da eserleri arapçaya  çevrilen Aristo aynı şekilde büyük bir etki uyandırdı ve böylece İslâm dünyasında da mantık çalışmaları başladı.

Ortaçağ boyunca gerek İslâm gerekse de Avrupa aleminde adeta bir otorite kabul edilen Aristoteles Rönesans döneminde biraz eleştirilere maruz kalmıştır. Rönesans döneminde dinsel düşünce yerine mantıksal düşünceler önem kazanmış ve böylece Aristo 'nun tümdengelimsel mantığı yetersiz kalmıştır. Çünkü Aristoteles mantığının ana konusunu oluşturan tümdengelimsel kıyaslar yeni bir vermiyor, sadece önermelerdeki bilgileri açığa çıkarıyordu.

Rönesans döneminden sonra değişen dünya da bilgi ve bilim önem kazanmıştır. Aristo mantığı bize yeni bir bilgi vermediği için bilimlerin ilerlemesine ve gelişmesine hiçbir katkı sağlamıyordu. Bu yüzden Francis Bacon yeni bilgi sağlamayan tümdengelimsel önermeler yerine tümevarımsal önermelerin üzerinde durdu.

Mantık bilimi 19.yy'ın ikinci yarılarında çok farklı bir şekilde ilerledi. Böylece sembolik mantık dediğimiz alan gelişti. Sembolik mantığın gelişimine en büyük katkıyı Leibniz yapmıştır. Daha sonra De Morgan, G. Boole, Russell gibi isimler mantık alanında çalışmalar yaparak günümüzdeki sembolik mantığı oluşturmuşlardır.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder